2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 4. Maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddiası ile Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen anayasaya aykırılık itirazı çerçevesinde Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede kamu yararının gerektirdiği hallerde özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların bir kısmının üzerinde idari irtifaklar tesis edilmesinin mülkiyet hakkına halel getirmediğine hükmedilmiştir. (Anayasa Mahkemesi’nin 2015/2 E. ve 2016/19 K. sayılı ve 16.03.2016 tarihli kararı).
İtiraz yoluna başvuran Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Madde 4/1 altında idareye tanınan taşınmazların bir kısmı üzerinde daimi irtifak hakkı tesis edilmesi yetkisinin Anayasa Madde 35 altında kendisine güvence bulan mülkiyet hakkını ihlal ettiğini aşağıdaki gerekçelerle ileri sürmüştür.
- Söz konusu kural amacı dışında kullanılmaktadır.
- esis edilen 99 yıllık irtifak hakkı süresi ortalama insan ömründen uzundur ve yaklaşık iki nesle tekabül etmektedir.
- Uzun süreli tesis edilen irtifak hakkı aslında mülkiyet hakkını sona erdirmektedir.
- Uzun süreli irtifak hakkı yerine kamulaştırma yoluna gidilmelidir.
- İrtifak hakkı süresi azami 10 yıl süre ile sınırlandırılmalı ve takip eden on yıllarda idare ve malik bir araya gelerek yeni şartlara göre sözleşmeyi değerlendirmelidir.
Söz konusu yargılama kapsamında Anayasa Mahkemesi; Anayasa’nın 35. Maddesinin devlete, bireylerin mülkiyet hakkına saygı gösterme ve haksız müdahalede bulunmama biçiminde bir negatif yükümlülük getirdiğini ve genel olarak bir kimsenin kanunların koyduğu sınırlamalara uymak koşuluyla bireyin malik olduğu şey üzerinde dilediği biçimde yararlanma, tasarruf etme, başkasına devretme, kullanım biçimini değiştirme, harcama, tüketme ve yok etme yetkilerini haiz olduğunu ve malikin bu yetkilerini kullanmasını engelleyen düzenlemelerin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiğini ifade etmiştir.
Bununla birlikte; Anayasa Mahkemesi Anayasa’nın 35. Maddesinin mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceğini öngördüğünün altını çizmiştir.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, kanun koyucunun kamu yararını gözetmek ve ölçülülük ilkesine riayet etmek koşuluyla kamulaştırma yoluyla idari irtifak tesis etme hususunda takdir yetkisine sahip olduğunu belirtmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi mülkiyet hakkına getirilen itiraz konusu sınırlamanın doğrudan doğruya Anayasa’da hüküm altına alındığını vurgulamıştır. Anayasa’nın 46. Maddesi uyarınca; devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Bu noktada Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın başka maddelerinde yer alan kuralların temel hak ve hürriyetlerin doğal sınırını oluşturduğunu ve temel hak ve hürriyetlerin kapsamının ve objektif uygulama alanının her bir norm yönünden bağımsız olarak değil Anayasa’nın bütünü içerisindeki anlama göre belirlenmesi gerektiğinin altını çizmiştir. Başka bir deyişle, mülkiyet hakkının tek başına ele alınamayacağını ve söz konusu temel hak ve hürriyetin dayanağını doğrudan doğruya Anayasa’dan alan kanun koyucunun bireylere ait taşınmazların bir kısmı üzerinde idari irtifak tesis edilmesine ilişkin düzenleme yetkisi çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirtmiştir.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesi itiraz konusu olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 4/1. Maddesinin, devlet ve kamu tüzelkişilerine kamu yararının gerektirdiği hallerde, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların bir kısmı üzerinde idarî irtifaklar kurmasına yetki veren Anayasa’nın 46. Maddesi ışığında, Anayasa’nın 35. Maddesi uyarınca güvence altına alınan mülkiyet hakkına aykırı olmadığına karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararının tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.