Anayasa Mahkemesi 19 Eylül 2018 tarih ve 2017/36736 başvuru sayılı kararında yargılama aşamasında yürürlüğe giren kanun hükmünün aleyhe sonuç doğuracak şekilde uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının, başvurucu lehine nispi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle de mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddialarına dayalı olarak yapılan başvuruların reddine karar vermiştir.
Başvurucu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21 Mayıs 2014 tarihli kararı uyarınca elektrik abonelerinden kayıp kaçak bedeli altında para tahsil edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesinde istirdat davası açmıştır.
Başvurucu, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğini ancak yargılama devam etmekteyken, ilgili kararın temyizi aşamasında yapılan kanun değişikliği sonucunda dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek zarara uğratılması nedeniyle hukuki güvenlik hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Başvurucu, kayıp kaçak bedeli adı altında yapılan tahsilatların usulsüz olduğu kabul edilip bu bedelin tahsili amacıyla açılan davalar elektrik abonesi olan tüketiciler lehine sonuçlanırken yapılan kanuni düzenleme ile bu davaların lehe sonuçlanmasının önüne geçildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesi ise ilgili başvuruya ilişkin kararında, idare tarafından tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin tüketicilere iadesi hususunda uygulamada bir belirsizlik bulunduğu ve farklı yargı kolları arasında açık ve istikrarlı bir uygulama bulunmadığından adli yargı yerinde açılan davaların mutlak surette lehe sonuçlanması yönünde haklı bir beklentiden söz etmenin mümkün olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, uygulamada birliği sağlamayı amaçlayan kanuni düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihte mevcut uyuşmazlıklara uygulanmasının haklı ve makul bir nedeni olduğu gerekçesiyle başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Kararın tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.