6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“Kanun”) ve ikincil yönetmeliğine ilişkin Danıştay 10. Dairesi geçtiğimiz sene yürütmeyi durdurma kararı almış ve Kanun değişikliğine dair özellikle (i) denetim maddesi ve (ii) bilirkişilere dair Ticaret Bakanlığı’na verilen yetkinin sınırlarının çizilmemesi gerekçesi ile ticari sır kapsamının zedeleneceği ve (iii) güvence eksikliği öne sürülerek Anayasa Mahkemesi’ne (“AYM”) başvuruda bulunmuştu.
20 Mayıs 2024 tarihli ve 32551 sayılı Resmî Gazete ile ilân edilen AYM kararına konu başvuruda; Kanun’un 2. maddesine 1/7/2022 tarihli ve 7416 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen (j) bendindeki “…paylarının en az yüzde yirmi beşine ya da…” ifadesinin, 11. maddesine 7416 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen (2) numaralı fıkranın birinci cümlesindeki “…bilirkişinin hak ve yükümlülükleri ile görevlendirilmesine ilişkin usul ve esasları yönetmelikle belirlemeye…” bölümünün, 7416 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle eklenen ek 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin ve 7416 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle eklenen ek 4. maddesinin (3) numaralı fıkrasının, Anayasa’nın 2., 7., 13., 35. ve 48. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptali talep edilmiştir.
Kanun’un 2. Maddesine 7416 Sayılı Kanun’un 2. Maddesiyle Eklenen (j) Bendinde Yer Alan “…paylarının en az yüzde yirmi beşine ya da…” ibaresi AYM tarafından incelenmiştir.
- Ekonomik bütünlük içinde bulunma halinin belirlenmesinde payların en az yüzde yirmi beşine sahip olunması ölçütü, pay sahibine şirket yönetiminde belirleyici rol vermemekte ve bu durumun teşebbüs özgürlüğünü orantısız biçimde kısıtladığı ileri sürülmüştür. Ekonomik bütünlük ölçütünün, elektronik ticaret piyasasında kartelleşme ve tekelleşmeyi önlemek amacıyla orantısız olduğu iddia edilmiştir.
- Anayasa’nın 48. maddesi, çalışma ve teşebbüs özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılara getirilen kısıtlamalar ve yükümlülükler, teşebbüs özgürlüğüne sınırlama getirmektedir.
- Sınırlamaların Anayasa’ya uygun olabilmesi için kanunla yapılması, belirli ve öngörülebilir olması, kamu yararı ile kişisel yarar arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekmektedir.
- Anayasa’nın 167. maddesi, devletin mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemesini sağlamasını ve tekelleşmeyi önlemesini öngörmektedir. Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların ekonomik gücünü kötüye kullanmalarını önlemek amacıyla getirilen düzenlemeler meşru kabul edilmiştir.
- AYM, Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının ekonomik bütünlük içinde bulunduğu kişilerin faaliyetlerinin kısıtlanması, teşebbüs özgürlüğüne makul bir sınırlama getirdiği ve kamusal yarar ile kişisel yarar arasında denge gözetildiği sonucuna varmıştır ve ilgili maddenin Anayasa’nın 13., 48. ve 167. maddelerine aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Kanun’un 11. Maddesine 7416 Sayılı Kanun’un 5. Maddesiyle Eklenen (2) Numaralı Fıkranın Birinci Cümlesi AYM tarafından incelenmiştir.
- Ticaret Bakanlığı’nın, bilirkişilerin hak ve yükümlülüklerini belirlerken genel bir çerçeve ve objektif kriterler sunmaması hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğu, bilirkişilerin kimler olacağı ve hakları ile yükümlülüklerinin belirlenmesinde objektif ölçütler ortaya konulmadığı, bu durumun ise yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırı olduğu, elektronik ticaret hizmet sağlayıcıların ticari sır kapsamında değerlendirilebilecek yazılım ve algoritmalarının korunmasına ilişkin güvenceler olmadığı için mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülmüştür.
- Bakanlığın bilirkişi görevlendirme yetkisine ilişkin temel ilkeler ve esaslar kanunla belirlenmiştir. Bu nedenle, kuralın yasama yetkisinin devredilmezliği ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.
- Kanun maddesinin, Anayasa’nın 2. ve 7. maddelerine aykırı olmadığına karar verilmiş ve iptal talebi reddedilmiştir.
Kanun’un 7416 Sayılı Kanun’un 10. Maddesiyle Eklenen Ek 4. Maddesinin (3) numaralı fıkrası AYM tarafından incelenmiştir.
- İlgili kanun maddesi uyarınca elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, bir takvim yılı içinde net işlem hacmi 10 milyar TL’yi ve işlem sayısı 100 bini aşarsa, faaliyetlerine devam edebilmek için Ticaret Bakanlığı’ndan lisans almak ve bu lisansı yenilemek zorundadır. Lisans alma başvurusu, belirtilen eşiklerin aşıldığı tarihi izleyen takvim yılında yapılmalı; lisans yenileme başvurusu ise eşikler aşıldığı sürece her yılın mart ayı içinde gerçekleştirilmelidir.
- Bu bağlamda, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarına getirilen lisans alma ve yenileme zorunluluğunun, faaliyetlerine ölçüsüz bir müdahale oluşturduğu ileri sürülmüştür.
- Lisans ücretlerinin yüksekliği nedeniyle elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının komisyon gelirlerinin büyük bir kısmını ödemek zorunda kalabileceği ve bu durumun mülkiyet hakkını ve teşebbüs özgürlüğünü ihlal ettiği belirtilmiştir.
- Kuralın haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli olmadığı, aksine haksız rekabete yol açtığı ileri sürülmüştür.
- AYM tarafından, ilgili hükmün elektronik ticaret sektörünün dengeli ve sağlıklı şekilde büyümesini sağlama amacı taşıdığı ve kamu yararına yönelik olduğu sonucuna varılmıştır. Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının net işlem hacmine göre belirlenen lisans ücretlerinin, sektördeki rekabeti koruma ve piyasanın düzenli işlemesini sağlama açısından orantılı olduğuna hükmedilmiştir. İlgili kanun hükmünün, Anayasa’nın 13., 35. ve 48. maddelerine aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin ilgili kararına ise bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.