Anayasa Mahkemesi, bedelsiz bir şekilde yol yapımı için Belediyeye taşınmaz terk eden başvurucunun durumunu değerlendirmiştir. Belediye, daha sonraki süreçte taşınmaz imar planında değişiklik yaparak sokak olarak ayrılmış alanı konut alanına dönüştürmüş ve başka bir taşınmaz parseli ile birleştirmiştir. Anayasa Mahkemesi, belediyenin taşınmazı eski maliklere iade etmeyerek başvurucuların mülkiyet hakkını ihlal ettiğine karar vermiş ve dosyayı yeniden yargılama yapılmak üzere geri göndermiştir. Karara göre, bu gibi durumlarda, belediyenin taşınmazı iade etmemesinin yüklediği külfet, kamu yararının korunmasındaki makul dengeyi orantısız şekilde zedelemektedir.

Başvurucular belediyeye karşı konut alanına dönüştürülen ve başka bir parselle birleştirilen bölümün belediye adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline ve ayrıca müdahalenin menine karar verilmesi istemiyle de dava açmıştır. Fakat, Asliye Hukuk Mahkemesi;

  • Bir önceki malikin muvafakati ile kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı ve karşılığının istenemeyeceğini (Kamulaştırma Kanunu m.35),
  • İmar hududu içerisinde bulunan taşınmazların mülkiyet esaslarına göre hak sahiplerine dağıtılmasına belediyelerin yetkili olduğunu (İmar Kanunu m. 18)

gerekçe göstererek reddetmiştir.

Başvurular, Anayasa m.35’te bulunan mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia ederek uyuşmazlığı Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır. Anayasa Mahkemesi, belediyenin söz konusu taşınmazı başvuruculara iade etmeyerek mülkiyet haklarını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi aşağıdaki sebeplere dayanarak kararın bir örneğini yeniden yargılama yapılması için Asliye Hukuk Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermiştir:

  • Bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkındaki meşru beklenti, mülkiyet kazanma hakkı kapsamındadır ve bu sebeple Anayasa tarafından korunmaktadır.
  • Başvurucular nezdinde şartlı hibe edilen şeyin şarta aykırı kullanımı halinde geri istenebileceğinden bahisle taşınmazın geri alınması hakkında meşru bir beklenti oluşmuştur (818 sayılı Borçlar Kanunu m.244).
  • Taşınmaz yol yapılması koşulu ile hibe edilmiştir.
  • Kamu yararı için mülkiyetten faydalanma hakkına müdahale edilmesi hakkında kanuni zemin bulunmaktadır (Kamulaştırma Kanunu, İmar Kanunu).
    • Kamu yararı ve
    • Özel mülkiyetin korunması arasında

makul bir denge kurulmalıdır.

  • Bu durumlarda, başvurucunun bireysel anayasal mülkiyet hakkında öncelik verilmelidir.

2014/11994 Başvuru Numaralı ve 9.3.2017 Karar Tarihli Karar’ın tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.