Anayasa Mahkemesi, hatalı tedavi uygulanması nedeniyle açılan bir tazminat davasında, davacının mahremiyetinin korunması için talep ettiği gizlilik kararına ilişkin değerlendirme yapmıştır. Anayasa Mahkemesi, yargılamanın aleni yürütülmesinde mevcut olan kamusal menfaat ile başvurucunun mahremiyetinin korunmasındaki menfaati arasında adil bir denge kurulması gerektiğini belirtmiştir. Bu kapsamda, gizlilik başvurusunu reddeden gerekçesiz ilk derece mahkemesi kararının menfaat dengesine ilişkin yeterli dayanak içermediğine hükmetmiştir.
Anayasa Mahkemesi, yargılamanın gizliliğine ilişkin ara karara karşı kesin hükümle birlikte mümkün olan temyiz veya istinaf başvurusunun yeterli ve etkili bir çözüm sunmadığı gerekçesiyle, somut olayda temyiz veya istinaf yoluna gidilmemiş olsa dahi, bireysel başvurunun şartlarından olan tüm kanun yollarının tüketilmesi zorunluluğunun karşılandığına hükmetmiştir.
Söz konusu kararda, Anayasa Mahkemesi ayrıca, hukuk hakiminin aynı konuda açılan ceza davasının sonucunu bekletici sorun yaparak, yedi yıla yakın bir süredir tazminat davasına ilişkin karar vermekten kaçınmasını makul sürede yargılanma hakkının ihlali olarak değerlendirmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 16 Kasım 2017 tarihli ve 30242 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 25 Ekim 2017 tarihli ve 2014/14189 başvuru sayılı kararının tam metnine bu linkten ulaşabilirsiniz.