Anayasa Mahkemesi, İdari Yargılama Usulü Kanununun Ek 1. maddesinin 2 numaralı fıkrası kapsamında istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınacağına ilişkin olarak, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen temel hak ve hürriyetlerinin sınırlanması ve 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetini ihlal ettiğine karar vermiştir.

6 Mart 2025 tarihli ve 32833 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi (“AYM”) kararına konu İstanbul 12. İdare Mahkemesi tarafından yapılan başvuru kapsamında, 06 Ocak 1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”), 28 Temmuz 2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanun (“Değişiklik Kanunu”) ile değiştirilen Ek 1. maddenin 2. fıkrasının Anayasa’nın 2. maddesi ve 36. maddesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek ilgili maddenin iptali talep edilmiştir.

Değişiklik Kanunu ile, İYUK’un Ek 1. maddesinin 2. fıkrası, “45. ve 46. maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır” esas alınacağına dair değiştirilmiştir.

İstanbul 12. İdare Mahkemesi tarafından yapılan başvuru kapsamında, davacıların dava açarken veya ıslah ederken kararın verildiği tarihteki yeniden değerleme oranını bilemeyeceği ve bu nedenle parasal sınırı öngörmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ve bu durumun, belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ilkeleri ile adil yargılanma ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

AYM kararında;

  • 4 Aralık 2024 tarihinde AYM tarafından kurulan ve E.2023/182, K.2024/203 sayılı karar (“Emsal Karar”) kapsamında, dava konusunun değer ve miktar itibarıyla hükmün verildiği tarihte geçerli olan parasal tutarların altında kalması hâlinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulamayacağını öngören ibarenin iptal edildiği,
  • Başvuru konusu değiştirilen madde ile, ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesinin nihai kararının verildiği tarihte geçerli olan parasal değerin altında kalan idari davalarda, bu mahkemelerce verilen kararlara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvurulamayacağının ve dava konusu değerlerin enflasyonun etkilerinden arındırılamayacağının öngörüldüğü,
  • Bu durumun, idareye başvurulduğu veya davanın açıldığı tarihte geçerli olan parasal sınırlara göre istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek bir kararın, yargılamaların uzun sürmesi halinde, kararın verildiği tarihteki parasal sınırlara göre bu hakkın ortadan kalkmasına neden olabileceği,
  • Bu kapsamda, iptali istenen hüküm yönünden, Emsal Karar’dan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığı, belirtilmiş ve bu kapsamda, Anayasa’nın 13. maddesine ve 36. maddesine aykırılık teşkil ettiği ve iptalinin gerektiği, başvuran mahkeme tarafından Anayasa’nın 2. maddesine aykırılık ileri sürülmüş olsa da ayrı bir inceleme yapılmasına gerek görülmediğine karar verilmiştir.

İYUK’un Ek 1. maddesinin 2.fıkrası, “ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan iptaline ve “45. ve 46. maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise” ibaresinin 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi gereğince iptaline karar verilmiştir.

6 Mart 2025 tarihli ve 32833 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2025/39 E., 2025/35 K. sayılı Anayasa Mahkemesi kararının tam metnine bağlantıdan ulaşabilirsiniz.