Başvuruya konu olayda İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, sigorta şirketlerinin tamamına yakının merkezlerinin İstanbul’da bulunduğunu, itiraz konusu kuralın tanıdığı yetkiye istinaden sigorta şirketlerinin açtıkları davalarda İstanbul’da yer alan mahkemeleri tercih ettiklerini, tanınan seçimlik yetkinin kesin yetkiye dönüştüğünü, bu durumun hak arama özgürlüğünü kısıtladığını, kusur durumunun tespiti gibi yargılama faaliyetlerini daha maliyetli hâle getirerek zorlaştırdığını, davanın taraflarının başka bir ilde hak aramak zorunda kaldıklarını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile mahkemelerin yetkilerini düzenleyen başka kanunlardaki özel yetki hükümlerinin hiçbirinde belli bir ekonomik zümreye ayrı yetki düzenlemesi yapılmadığını ancak itiraz konusu kuralın sigorta şirketleri bakımından ayrı yetki düzenlemesi getirdiğini belirtilerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.

Anayasa Mahkemesi, sigorta şirketlerinin merkezlerinin çoğunlukla bir ilde olması sebebiyle ülke genelinde motorlu araç kazalarından doğan hukuki sorumluluk davalarının aynı ilde açılmasının mahkemelerin iş yükünü artıracağını, istinabe usulü ile her ne kadar delil toplanabilecek ise de bu durumun yargılamayı yavaşlatacağı, sigorta şirketlerinin diğer taraftan güçsüz ve dezavantajlı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmaması sebebiyle itiraz edilen yetki kuralının meşru bir amaç taşımadığını ve sigorta şirketi ile diğer taraf yönünden davanın açılacağı yer mahkemesi hususunda farklı muamele oluşturduğunu belirterek Karayolları Trafik Kanunu Madde 110/2’de yer alan “merkezi” ibaresinin Anayasa’da düzenlenen eşitlik ilkesine ve hak arama hürriyetine aykırı olduğuna kanaat getirerek iptaline karar vermiştir.

18 Nisan 2024 tarihli ve 31521 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mahkeme Kararının tam metnine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.