Yargıtay 4. Hukuk Dairesi yakın tarihte incelediği bir dosyada, haksız delil tespiti sebebiyle kişilik haklarının ihlal edildiğini ve ticari itibarının zedelendiğini öne süren davacının manevi tazminat talebini kısmen kabul eden Yerel Mahkeme kararının bozulmasına hükmetti.
Dava konusu olayda davalı tarafın herhangi bir delil veya belgenin tespit dilekçesine eklenmeden yapmış olduğu talebi üzerine, davacı şirkete ait işyerindeki bilgisayarlarda bilirkişi aracılığıyla incelemede bulunulmuştur. Davacı, davalının inceleme talebini haklı gösterecek her hangi bir delil ve belgenin dosyaya sunulmadan işyerinde bulunan bilgisayarlarda mevcut yazılımlara yönelik olarak yapılan aramanın hak arama özgürlüğünün kötüye kullanılması olduğunu iddia etmiştir. Devamla, yapılan haksız tespitin kişilik haklarına saldırı ve ticari itibarını zedeleyici mahiyette olması nedeniyle uğradığı manevi zararın tazmin edilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, lisanssız yazılımlarının başka şirketler tarafından kullanımının tespit edilmiş olması nedeniyle davacı tarafça da gerçekleştirilen kullanımların lisanssız olduğu yönünde kanaatin hasıl olduğunu ve lisansız yazılımların kullanılması halinde gelir kaybına uğranılacağını, keza yapılan tespit esnasında hazır bulunanlar tarafından her hangi bir itirazı olmadığını, sonuç olarak delil tespiti işleminin hukuka uygun olarak gerçekleştirildiğini iddia etmiştir.
Yerel Mahkeme, bilgisayarlarında aranan lisanssız programlara rastlanmadığı yönünde verilen bilirkişi raporunu da dikkate alarak, davalıların haksız talebine dayanılarak gerçekleştirilen delil tespiti işleminin davacı şirketin ticari itibar ve onuruna zarar verdiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay, yapılan delil tespiti işleminin hukuka uygun bir şekilde mahkeme kanalı ile yapılmış olması, yapılan keşif sırasında hazır bulunan tarafların herhangi bir itirazlarının olmaması, davalı şirket yazılımının lisanssız olarak başka şirketler tarafından kullanımının tespit edilmiş olması hususlarını göz önüne alarak, davalı tarafın delil tespiti talebinde zayıf da olsa somut bir takım emareler bulunduğu gerekçeleriyle şikayetin hak arama özgürlüğü sınıfları dahilinde olduğunu kabul ederek Yerel Mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir. (Yarg. 4. HD. 28.01.2015, 2014/4987 E., 2015/1053 K.)