Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”), ilk derece mahkemesinin direnme kararı karşısında kelime ve şekil unsurlarından oluşan markalardan şekil unsuru çıkartılmak suretiyle yapılan yeni başvurunun, önceki tarihli tesciller sebebiyle kazanılmış hak kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve kelime + şekil unsurları içeren tescilli bir markanın şekil unsuru olmaksızın tescil talebinin hâlihazırda tescilli bulunan diğer markalar ile iltibas yaratıp yaratmayacağı hususlarında, seri marka değerlendirme esaslarını da belirlemek suretiyle, karar tesis etti.
Somut olayda taraflar kelime unsurları benzer markaların sahipleri olup farklı sektörlerde faaliyet göstermektedirler. Davalıya ait önceki tarihli tesciller kelime unsurunun yanında şekil unsuru da içermekteyse de dava konusu marka başvurusundan şekil unsuru çıkartılarak tescil talebinde bulunulmuştur. Bahse konu marka başvurusuna karşı davacı tarafından yapılan itiraz Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde bulunan Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YİDK”) tarafından reddedilmiştir. Davacı, davalı şirketin önceki markalarında yer alan baskın ve dikkat çekici görsel unsurun dava konusu markada yer almaması ve markanın sadece düz bir yazıyla oluşturulmuş olması karşısında davalının önceki markalarıyla değil, davacının tanınmış markalarıyla ilişkilendirilme ihtimali bulunması ve davacı markasının sulandırılma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağından bahisle YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın sicilden terkinini talep etmiştir.
Davalı taraf, önceki başvurularında bulunan görsel unsurun markasal bir anlamının bulunmadığını, markanın esas unsurunun kelime unsuru olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi davalının tescili talep edilen kelime unsuru üzerinde korunmaya değer kazanılmış üstün hakkı bulunduğu, dava konusu başvurunun imaj yenileme niteliğinde olduğu, dava konusu markanın asıl unsurunun kelime unsuru olduğu, görsel unsurun tâli unsur olduğu, bu hususun kullanım ile de ortaya konduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, davalının başvuruda yer alan kelime unsuru üzerindeki korumaya değer kazanılmış hakkının, önceki tarihli tescilli markalarındaki şekil ibaresi ile birlikte gerçekleştiğini, davalı başvurusunun tescili için önceki markalarındaki şekil unsurlarının tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenimin yeni markada da yer alması gerektiği ve bir markanın seri marka olarak nitelendirilebilmesi için başvurunun başkaca tescilli bir marka ile benzetme veya iltibas tehlikesi yaratmayacak derecede meydana getirilmiş olması gerektiği gerekçeleriyle ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur. İlk derece mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararına karşı önceki gerekçelerle direnmiştir. Direnme kararı, davacı tarafından temyiz edilmiş ve uyuşmazlık HGK’ya taşınmıştır.
HGK, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararında sayılan gerekçelerin yerinde olduğunu belirterek, kazanılmış hakkın önceki tarihli tescillerle paralel kelime ve şekil unsurlarının beraber kullanılmasında gerçekleşeceği, dava konusu markanın seri marka olarak nitelendirilmesinin dava konusu marka ile davacı markası arasındaki benzerlik sebebiyle mümkün olmadığı gerekçeleriyle ilk derece mahkemesinin direnme kararını bozmuştur.
(HGK., E. 2017/1729 K. 2017/1186 T. 14.06.2017 – link)