Yakın zamanda gerekçeli kararı yayımlanan bir hukuk davasında (2007/6321 E, and 2008/8591 K), Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Amerikan vatandaşı davacının, yabancı davacıların ödemesi gereken yabancılık teminatını ödemesi gerekmediği yönünde karar vermiştir. Yargıtay’a göre, Sınai Mülkiyetin Korunmasına İlişkin Paris Sözleşmesi’ne (“Paris Sözleşmesi”) üye devlet vatandaşları sınai mülkiyet haklarına dayalı olarak açtıkları davalarda yabancılık teminatı yatırmak zorunda değildir.
Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) madde 32’ye göre, Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar.
11. Hukuk Dairesi’nin incelediği ihtilafta, otomobil üretiminde faaliyet gösteren bir şirket olan davacı, marka hakkına dayanarak maddi ve manevi tazminatın yanı sıra markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini de talep etmiştir.
Davayı yetkisizlik sebebi ile reddeden ilk derece mahkemesinin kararı, hem davacı hem de davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı, kararı temyiz ederken, davacının MÖHUK m. 32 uyarınca ABD vatandaşı olması sebebiyle yabancılık teminatı yatırması gerektiğini ileri sürmüştür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de söz konusu iddiayı değerlendirmiş ve sınai haklara dayanarak açılan davalarda Paris Sözleşmesi’nin 2. Maddesinin, yani birlik üye vatandaşları arasında eşit işlem ilkesinin uygulama alanı bulacağını belirtmiştir. Bu sebeple, 11. Hukuk Dairesi, ABD vatandaşı davacının, her iki ülkenin de Paris Sözleşmesi’ne taraf olduğu dikkate alınarak, yabancılık teminatı ödemek zorunda olmadığı yönünde karar vermiştir.